26 Kasım 2015 Perşembe

Koşturmak ve ben :))





                                               Bu  eski  şarkı  geldi aklıma  birden  beni  anlatıyor  dedim  bari  paylaşayım  dedim  tabi orada güzel  kız  diyor ama bende  keloş  az kaldı   çıldırtmaya   demesi  gerek :)))) Fatih  Erkoç oynatmaya az  kaldı :) 

Allah  Allah     açılın      yoldan   ben  deli  geliyor  artık  isyanlara  bağlamışım  vayyy  arkadaş  bir   insan   bir saniye  bile    bir  yer  görmez   mi  yer görüyorum  ama  yeri  göğü  görüyorum  çok şükür :)  aman  aman   artık   öyle  bir hal  aldı ki   benim  bu  bitip  tükenmeyen işlerim  vallahi  çalışsam  bundan  daha  iyidir  he   gerçekten  ama  en azından  sabah  8  akşam  8  sabit  bir  yerde  kalırım   böyle  evin  hem  dış  işlerini   hem  içişlerini   yapınca  artık  düşünün  yıllardır  oturduğum mahallenin asfaltını   eskittim    ki   belediye  geçen  sene  yeniledi  :)))  valla  kaldırım  taşları  bile  yenilendi   :)))  o kadar  artık yaniii  :)    ve  siz  blogger  dostlarına  bile  bir  türlü   uğrayamadım  malum  bizim  evde  bir  adet  keloş  Osman  efendi  artık  artık  çoğu  arkadaşım biliyor  onu  sizlerde  bloggerde  sayfamda   yazmıştım  bizim  keloşu  oradan  baka  bilirsiniz :)  adamın  müzik  aşkı  gün  gittikçe   coştu  valla  :)  artık  öyle  şarkılar  atıyorum  ki  mp3 çalarına  sormayın  nuh deviden   kalma  şarkılar  istiyor  adam  ya   ve  hangi  şarkı  olduğuna  ben  anlayana  kadar  kendimi  parçalıyorum  :)))  biraz  konuşma  ve  bir  anlatma   sıkıntımız  varda :)  neyse  artık  çoğu  o zaman  o daha  bir  kelimesini  söyleyene  kadar  ben  anlıyorum  artık  kafa  o kadar dolu ki    nasıl  kalıyor  bazen aklımda  bilmiyorum  valla  demek  Rabbım  acıyor  halime  galiba  ondan :) ve  daha  iki  tane  mim   var   tamamlamam  gerek   yarım kaldılar  garipler  :)  ve   bu kadar  hengamenin  içinde  bir  de  güzel  şeyler olmuyor  değil yani :) benim  güzel  yürekli   güzel  insan  yolcu  arkadaşım   var  kendisini  çoğumun   bilirsiniz    Güzel insan yolcu     iki  tane  bloggeri   var  Güzel bilgiler 
Bana   bir  sürpriz   yapmış  attığı  güzel  resimlerine  naçizane   yorumlar  bırakıyorum  oda  sağ olsun  bunları   bir  blogger  sayfası  açarak  topluyormuş  bende  görünce  çok mutlu  oldum  bana   erken  doğum günü  hediyesi  olmuş  :)  bu arada  doğum günüm de ocakta  daha :)  ismini de  pek  güzel bulmuş  Sessiz Yolcu   olarak   yapmış  bekleriz   efendim  siz dostları  çoğu arkadaşımız  gelmiş  sağ olsunlar    insan  böyle güzellikler   görünce  mutlu oluyor  Efendim  iyi ki  varsınız  siz   güzel  yürekle  selamlar  sevgiler  olsun  ....Tekrar  Çok teşekkür ederim  Güzel  insan  Yolcu  :) 

20 Kasım 2015 Cuma

Kızıla çaldım sensizliği ..Etkinlik


Efendim  heybemde fotoğraf     blogger arkadaşımız  çok güzel  bir etkinlik  hazırlamış Tabi  bunu İlk kimde  gördüm  tabi ki güzel insan Deeptone yazmış eklemiş  çokta  güzel  satırla dökmüş  yüreğine emeğine  sağlık :) bende hemen katıldım  naçizane  bir şeyler  yazdık artık :) 


Etkinlik  şöyle: Ebrar  arkadaşımız kendi  çektiği  3 tane  güzel  resim  eklemiş  biri sonbahar  ikincisi  vapur  ve  deniz :) üçüncüde benim yazdığım  alta ki resim  bunlardan  birini   seçerek  içinizden  ne  geliyorsa  yüreğinizde bir yerde biriken  satırları  bu güzel resimlerden  birine  döke bilirsiniz  artık size  kalmış  nasıl bir  türde yazmak istersiniz  onu yazın önemli olan  bir  kaç yürek kırıntısını  paylaşmaktır hadi  bakalım  sıra sizde  :)

   
                                                                       Fotoğraf: Ebrar Yıldırım                                        
Gün dönerken  sevdiğim bir  şarkın  sözleri  dolaşıyordu  dilimde..  Ne  kadar  az  yol almışım  meğer  diyordu  ..Oysa  senin   sevmenin  zor olduğunu  anladığımda   yer, gök  çoktan kızıla  bürünmüştü ..yalnızlıklar  sarmıştı  ruhumun  acıyan  tüm  yaralarını  ..yalnızlığın  korkusu  sinmişti   yüreğimin  kimsesizliğine .. soğuk savaşa   girmişti  kor olmuş çığlıklarım...  bin hüzün  doğuyordu  avuçlarımdan  dökülen   satır  arası   kalmış  tümcelerim  den . Kıyametler   vuruyordu  pas tutmuş  hırçın  sevdalara ..  vuslata  dem  salmış  umutlar  ektiğim   mutluluklara .. prangalar   vurdum  ayrılıklara...  gitmekle  kalmak  arasında  kalmıştı   seni  sevmeler-im  lanetler   yağdırdım umutsuzluklara  dar  sokaklarda  bıraktım köhne  kalmış  benliğimi .. Ben  seni  sevmenin kıyısına  vurmuş ölümün  topraklarına  ... denizlerinin  maviliklerine  saldım   ben seni  sevmenin  bir vazgeçiş olduğunu bilemedim ..
sessiz  kaldım  ...









cahildim dünyanın rengine kandım
hayale aldandım boşuna yandım
seni ilelebet benimsin sandım....Neşet Ertaş Ahirim Sensin 



Ve Mimlediklerim .. :) 
le yan 
Ruhsuz atmaca 
Renklere yolculuk 
Her şeyden konuşmalı 
Kitap eylemi ...
Kahve telvesi 
Katılmak  isteyenleri de  bekleriz :) 




14 Kasım 2015 Cumartesi

İçimde ki günlük2 Eski den kalma bir öykü işte









Hayat hep bir ileri iki geri gider durur ama hayat hiç durmaz durması için zamanın da durması gerek öyle ya her şeyin başı hayat değil aslında para olmuş çıkmış

bunu daha yenimi anladınız der gibi   dediğinizi duyar gibiyim öğrenim yaşı yok dimi hayat bazen yaşadıklarımızı bir tokat gibi yüzümüze vurur hiç beklemediğimiz bir anda sen delersiniz uzanmasını beklediğiniz bir el beklersiniz ama o eler çoktan çekip gitmiş olacaklar  düşene bir de karşınız da ki insanlar vurur
bu hep böyle gelip giden bir düzendir  oysa ben bu günlerde bavul dolusu her birin den bir parça hüzün ,acı ,göz yaşı, sancılar,yalnızlıklar taşıyorum kara kaplı hayatlarının için de ne diyordu  
Sezen Aksu bir şarkısın da bu da geçer daha öncekiler gibi bu da geçer diyor sizce geçer mi
geçer de izi kalır bir kaç kırık dökük anılar kalır hafızalar da beynimin için de bocalayıp duran bir kaç kare yaşanmışlıklar gibi izi kalır işte
Sezen Aksu hep geçer diyor ama geçmiyor işte kırık bir aynanın arkasın da kalmıştı oysa tüm yaşanmışlıkları m susuz kalmış bir toprak gibi çatlamış çizgiler derin sancılı acının
A, sı takılmış ağlarına oysa (Metin Üstündağ) da çok güzel söylemiş Asılıyoruz hayata , hem de mandalsız )....ne kadar doğru söylemiş tıpkı kanadı kırık bir serçenin tutunamaması gibi ağaç dallarına takılı l ama tutunamayan bir serçe misali işte hayat deyip geçiyoruz tüm yaşanmışlıkların üstüne basarak yosma kaldırım
taşlarına izlerini bırakarak gene benim satırlar coştu galiba  gel gelelim bu içimiz de ki yanıp tutuşan hayat coşkusunu ne yapacağız .....umut adı üstün de umut etmek sonu olmayan bir deniz gibi derin bazen sakin bazen hırçın bazende öfkeli umut etmek böyle bir şey sanırım .

Ne meret bir şeymişsin hüzün .....Bazen ya susacaksın yada hiç olmadığı kadar bağıracaksın yada başı boş bir sokağın bekçisi olacaksın .

sessiz kaldım ......
2012-12-29 23:34:00   eski den  kalma .... 

12 Kasım 2015 Perşembe

Sende gitme



Sende   gitme  gitmenin  bu kadar  çok   olduğu  bir  hayattan  sende gitme  kırgın  kalmış  yüksün   yüreğimden  gitme  sende  ne olur ...sessiz  kaldım 


NOT: Aslında  Bu  şarkıyı  Nil  Burak  ta  okumuş  ama  Ben  Cem  karacadan   dinlemek  ayrı  bir  keyif   Mekanı  Cennet  olsun  Ustanın  ...




11 Kasım 2015 Çarşamba

Sabrı Anlat Bana…








Sabrı Anlat Bana…

Mağlubiyetlere dayanmayı öğret ruhuma
Bir ışık yak aydınlansın ufuklarım
Söyle ne vâkit sona erer bu amansız sınanma? Özlemi anlat bana…
Göğünde kanat çırpan vuslat kuşları
Nereye konarlar yorulduklarında?
Ayaz yemiş sevdaların bakışlarındaki
Ümitsiz ümitleri anlat.
Yalnızlığın dili olsaydı sormazdım sana…

Sevgilerin nihayetini anlat…
Nasıl biter bir sevda?
Yakıp, yıkılan umutların külleri
Nereye savrulur sonunda?
Ben sustukça sen anlat…
Hüzünlerine geldim,
Bir damladan derya yaptığım hasret
Ve
Dinmek bilmeyen bir sancıyla.
Al kat acılarımı acılarına…

Hep vuslatı düşünürken savruldum
Yüreğimin esir rüzgârlarıyla.
Hayat körebe oyunuydu
Sobelendim yaşanmamışlıklara.
Anlat, merak ediyorum
Her zaman ışık var mıdır, tünellerin ucunda?


Seynur İNAL.......




Anlat  hadi  avuçlarım  da  bıraktığın  Sabrı mı  anlat  hadi ....sessiz  kaldım 

8 Kasım 2015 Pazar

Bir İstanbul izledim ....




Bir   İstanbul  izledim  bugün  yorgunluk  binmiş  yaralı  bereli  dizlerine  bir İstanbul  izledi  gözlerim  de susmuş   çığlıklar  avuçlarımda  yorgun    hüzünler  gök   mavisi   denizler  sardı   ruhumun  öteki  yalnızlıklarını  umutlar  avutlarıma   çarpıyor  martılar  soyuz  haykırışlara   karışıyor  benliğimi   yitirmiş  bedenimin  sarı  sonbaharlar   esiyor bir  vuslat  yolunda  zihnimin  oyunları  vuruyor  yüzümün  derin  çizgilerine  gamsız   kalmış  bir sözün  acısı  gibiydi  sessizliğim  kor  alevler  dağlıyor  kırgın  kalmış  hayatımın  yoksunluğunda    bir  hiç   kalıyor   sırtımda   kalmış  bir  küfenin  içinde  yok olmuş  acılarım  ben  susmayı  değil   bensizliğimi   yok  etmeye  geldim  kapına  Sessiz   kaldım ....

6 Kasım 2015 Cuma

yoruldum ....

Öncelikle  tüm  dostlara  selamlar  sevgiler olsun  efendim    epeydir  yazamıyorum   atı gibi  oradan  oraya  koşturmaktan  artık  şu zavallı  ayakcıklarım da   derman  kalmıyor   arkadaş  evin  büyüğü  olmak  iyi  değilmiş  ya  valla  :)  bir  insan  hepi  dışarıda  olur  arkadaş  yeminle artık   bizim  sokaktan   nefret  geldi  bana  :)  bizim  hemen sokağın  aşağısında  bizim mahallenin  eczanesi   var  orada   çalışan bir  abim  var ilaç  yazdırmıştım onu  almaya gittiğim de  söyledi :) sen dedi  bu kadar dışarıda ne yapıyorsun  dedi  merek ettim  dedi  o kadar çok inip  çıkıyorsun ki dedi :)  ben bir gül  tabi önce  sorma  abi  dedim  evin  büyüğü olunca her şeye  ben gidiyorum  dedim  at gibi  oradan oraya  dedim koşturuyorum  allah  yardımcın olsun dedi  dedim Allah  Razı olsun  artık o kadar çok dikkatini  çekmiş ki bizim eczaneci  abinin :)    kasımın  1 bizim keloşun  doğum günüydü     benim bir   velet  tayfam  var   şimdi  hepsi  kazık  oldu  hepsi  birer   üniversiteli oldu     bizim  kelonun  doğum günü  için  toplanıcaz  inşallah  benim  evde ki işlerden dolayı  erteledik  keloşun doğum gününü   bu  arada  bizim  Osman  efendi 33 yaşına  girdi  paşam :) keloşa  dedim ki  senin  yüzünden  bende yaşlandım  dedim  adam  bana  az  ye  diyor  :))) keloş  işte  :))) nerede  ne zaman ne yapacağı  ne söyleyeceği    hiç  belli  olmuyor  :) bugünlük  dökülenler   bu kadar  benden  aslında çok şey var içimde  biriken  dökülmeyi  bekleyen  çok satırlar   var   neyse  efendim  yüzünüz  den  tebessümler hiç eksik  olmasın  macera  devam edecek ..... :) 

Susmanın  ayıbını  sordum  içimde  biriken  sessizliğime  meğer susmak  içimde  ki  kimsesizlik miş ......sessiz  kaldım ....