28 Eylül 2019 Cumartesi

dökülmüş cümleler ...

Bir çığlık yükselir kapalı kapılar ardından dar sokaklara saklanmış ..unutulmuş çığlıklar  gibi ..Kan revan  olur yüreğim hezimete uğramış sözler gibi yorgun karanlık bir ruhun yankılan acıları gibi ..Hani yok olur ya tozlu   kaldırımlara serilmiş seni seviyorum sözleri öyle işte ...yok oldu sevmelerin  ...yükselen bir feryadının acısı oturdu kalbime ..ölmek istemiyorum ölmek istemiyorum ..
boş duvarlarda duyuldu binlerce kalabalığın içinde binlerce boş duvarlar da duyuldu  sadece ...sustum sustum sustum ..bir yumruk oturdu içime anlamını yitirmiş binlerce  cümleler gibi ...sustum sustum ..

Sessiz  kaldım ...



Susmuş gibi susmak gerek ....

16 Eylül 2019 Pazartesi

Geç olsun güç olmasın dimi :) özledim sizi

Efendim tüm dostlara selamlar sevgiler olsun vallahi hem sizleri hem bloğumu çok özledim :) ah ah neler oldu neler sizlere yazacak anlatacak çok şey birikti çatladım artık biraz daha yazmazsam eğer :) malum benim sakarlık  bizim ahir dağlarını geçti :))) .malum elimi bir kestirdim dikişler derken  alındı derken  çok şükür kapandı artık yavaş yavaş elimi hareket ettiriyorum ve en önemlisi  klavyede yaza biliyorum :) ..şimdi elimi kestirdiğim günü az biraz anlatayım :) bir bardak çay içeyim dedim makiden bardak aldım yıkayayım dedim yıkadım :)  cartt :) gitti o gün Allah'tan bizim yan komşu Güngör ablada vardı annem çünkü panik atakçı da :) dedim benim el gitti kalkın :) bir  taksi aramak ne kadar zormuş yahu iki durakta taksi bulamadım ve yola indik tam yarım saat taksi aradık artık en son bir taksi bulduk oda yolu bilmiyormuş dedik biz tarif ederiz gidelim ..neyse gittik hastaneye acilin kapısından giri verdik dedim elli mi kestirdim aldılar müdahale odasına önce stajyer doktor geldi elini aç diyor dedim açılmıyor ama o kadar çok bastırmışım ki elim yapışmış oraya zap gibi :) sürekli hadi açın açın diyor yahu dedim açamıyorum işte yapıştı keyfim den değil dedim ..ben öyle deyince o zaman dedi doktor beyi çağırayım dedim tamam geldi oda açın diyor ama olmuyor dedim doktor bey açamıyorum yapıştı yani bir şey dökün açılsın dedim artık sonra yavaş yavaş aç dedi açtım elimi neyse tabi ben bakıyorum hiç ama doktor benden korktu bayılma diyor bak dedim doktor bey bayılmıyorum ama geberiyorum dedim :)) rengim filan atınca oda korkmuş :) ..Sonra işte temizledi etti iki dikiş dedi doktor dedim üç olsun sağlam olsun :)  doktor bir güldü :)) bak dedim acıtmak yok iğne yaparsın dedim uyuşturmak için acırsa vallahi karışmam dedim :) önden tehdit  ediyorum dedim :)) birde diyor pazarlık yapıyor tabi ben tüm bunları gülerek anlatığım için doktor ve stajyer  doktor adayları da var  onları da aldı gülme :)) sonra asistanı doktor kıvırcık geldi :)  dedim sen mi dikiş atacaksın :) niye dedi beğenmedim mi dedi :) yok dedim ondan değil şaşırdım biraz dedim ne bileyim daha stajyer gibi duruyor  sandım meğer asistanı  olmuş :) neyse kıvırcık doktorumla anlaştık sonra onla pazarlık ettik :)  2 dedi doktor bey sonra geldi geri 3 dedi :) sonra bir daha baktı 4 olsun dedi :)) tabi bunlar yaşanırken kıvırcık doktorcuğum-la anlaşma yaptık :) dikiş atılırken bile  ortamı güldürmeyi başara bilmişim :)) hepsi de çok sevdi beni sağ olsunlar :) güldük etik derken dikiş atıldı bitti :) ..çok teşekkür ederim sizlere kolaylıklar ve sabırlar diliyorum dedim çıktık ....En  son  ortopedi doktoruna gittim bir şey yok dedi elini yavaş yavaş hareket ettir dedi  suya vura bilirsin dedi bir krem birde hap verdi yolladı :) şuan bir şey yok dedi olursa gelirsin dedi sağ olsun güzel bir doktor amcaydı :) kendisi :)  arada bir ağrıyor ama bunda   hamdolsun  .....ve gelelim meloşa :) hain şişko bu aralar tiriplerde gene :) keloş ne olacak ya mu meloş artık ne kadar sigara varsa denedik  :)) ölecek vallahi :) daha bir üstüne bir pipo aldık hasbama :)) he puro bile aldık  çikolatalı sigara aldık hee daha bir  de elektronik sigara aldık küçük çakmak gibi bir şey onu çok kullanmıyor neyse ki sadece almak için aldık :) zıkkımın pekini içsin :) pis meloş tam bir ruhuspu kendisi  gerçekten :)) Bu aralar duruldu biraz çok şükür doktoruna götürdük takını  hastalığı varmış meloşta :) zati takıntılı meloş tam olmuş :) ve bu 4 sene sonra geçermiş ...oda meloş daha önce ev çocuğu değildi ondan  dolayı böyle olmuş bir uğraş bulamayınca böyle bir takıntı başlamış .Rabbıma  binlerce şükür ki başka bir şey çıkmadı bir de şu kusma olayını bıraksa hain köfte :) ..onuda sordum doktoruna daha önce var mıydı böyle bir şey dedim vardı tamam dedi huy edinmiş onu geçer dedi dedim inşallah...ama ben yarın bir doktora götürürücem bizim bu gittiğimiz doktor psikiyatri doktoru....
bakalım biz annemle şöyle düşündük bu midesini üşüttü şundan bu şişko istediğini aldırmak için merdivenlerde yerlerde oturuyordu üşüttü şişko :) tabi biz genede gideceğiz doktora .. ama artık aldırış etmiyoruz doktor dan tam iyice öğrendik olayı :) bu meloş istediğini yaptırmak için tepiniyormuş meğer :) artık aldırış etmiyoruz :)) şimdi birde yalan attık fare var diye :) kocaman fare var deyip geliyor eve :))) Rabbım kimseyi çaresiz bırakmasın meloş  bazen bizi gerçekten çaresiz bırakıyor ..Rabbım annemin arkasına koymasın diyorum artık ..çünkü annem çok sabırlı onda ki sabrın yarısı bende  olsa keşke ...bir insan bir kapıyı tam 100 kere girip çıkar mı çıkar bu bir anneyse çıkar meloşa çay götürür sigara  aldım der onu  verir daha bunlar gibi bir sürü şeyler ...Gene diyorum Rabbım meloşu annemin arkasına koymasın ..bu biraz kötü bir dua gibi dura bilir ama öyle diyorum artık ne kadar acı  olduğunu biliyorum onun için Rabbım kimseyi çaresiz koymasın ....yazacak çok şey var daha şimdilik bu kadar :) devamı gelecek artık inşallah bu aralar dayım :)  özlemişim sizleri iyi ki varsınız seviyorum sizi güzel insanlar güzel mahallem :) sevgiler ...


Buda bizim meloşla sevdiğimiz dizi  Kalk Gidelim :) bu türküyü seviyoruz ..Cem adrian  da okumuş ama Kerim Yağcı da güzel okumuş Sadık :) Ela gözlüm ...

Not : mimleri unutmadım yapacağım geçte olsa şimdiden af ola ...