30 Eylül 2015 Çarşamba

27 Eylül 2015 Pazar

24 Eylül 2015 Perşembe

Eski Bir Tiz Çığlıklarım dan ....







Bir kıyameti içimde kopan bir fırtına öncesi sessizlikti içimde kopan tiz çığlıklar gibi acımış bir duygunun yorgun uluydu bedenimdeki bir sancıydı yüreğimin köşesine sıkışmış bir umuttu oysa kayıp giden anılarımdan... 

sessiz kaldım...15 .04.2012 

19 Eylül 2015 Cumartesi



Bazen  söz  vermek yetmiyormuş  unutulmaya  yüz  tutan  satırlara ...


sessiz  kaldım ...

18 Eylül 2015 Cuma

Hadi susma ....




Hadi  susma  keskin   bıçaklardan  kör  bıçağa  dönmüş  kahırlar  kustuğum  gecelerden  dönme  geri ....
hadi  hadi  susma  diyorum  ya  sana  hep susmak  dediğin  yetim  kalmış bir çocuğun  gözlerinde kalmış   kan revan susmak  böyle  susmaktır   işte kaçmak   insan  hep  kendinden  kaçamak ister ya  işte sen  benden kaçamadın ya  hangi  şehrin  şatafatlı  görkemli  sokaklarında  bıraktın  benliğini hangi   evin  tozlu  raflarında    yitirdin  sana dair  biriktirdiğim  iki kırık  dökük  anılarımı  hadi  susma  susma  kaç  aşk  daha yarım  kalacak   ...


sessiz kaldım ...

13 Eylül 2015 Pazar

Osman ve bulaşık maki nası



Büyük  Usta Özdemir Asaf doğru demiş :) 

Efendim  öncelikle tüm dostlara  selamlar  sevgiler  olsun malum son zamanlarda yaşanan içimizi acıtan olaylardan yazmak pek içimden gelmiyordu  dedim biraz tebessüme ihtiyacımız var  dedim malum  bizim evin şişko su Osman efendinin  maceralarını biliyorsunuz  artık :)  adam bol aksiyonlu bol maceralı  bir şahsiyettir :)
geçenlerde  benim  düldül  bulaşık makinesin  aklı bir gidip  geldi :)  bizim evin bir sokak  aşağısında  Özkan abi var tamirci   eskiden de tanırdım sağ olsun  bir Özkan abi dedim mi  gene ne oldu baş belası der :)  neyse  efendim  benim düldül bulaşık makinesi içinde  su bırakıyordu  yıkadıktan sonra  Özkan abide maki nanın  gider hortumu uzun bir süre dedi lavaboya  bağla musluğa  kalsın dedi dedim tamam  tamamda  hemde ne tamam   neyse ben  mutfağı filan tüm işleri bitirdim  bulaşık maki nasını da çalıştırdım  bir çay içeyim dedim  demez olaydım  :) bizim  Osman efendi   sen git ben birde bezde bağlamıştım sen al onu hortumdan sök sonra sen yere insin  o hortum  ve beklenen  an mutfağı su bir güzel bassın sizce kaç kere basmıştır mutfağı su  efendim bugünle  tam 3 kez :) bizim şişko Allah'ın hakkı 3 deyip üç kere bir güzel mutfağı su bastır tabi bende devreler  yanar  sinir tepeme gelir oturur kızsan kızamıyorum bağrı cam bağıramıyorum  malum adamın dokunulmazlığı var hemde devletten :) sizin anlayacağınız  bir Osman efendi rüzgarları esiyor  :)  Allah  sonumu hayır etsin benim :)))efendim  yüzünüz den tebessümler hiç eksik olmasın :) maceramız devam edecek ...:)

12 Eylül 2015 Cumartesi

bilemedim ......







Son     günlerde    içim eski  dönem yalnızlıkları  gibi .. sarıp sarmaladığım  toz  pembe  hayaller  kurduğum  hayatta    dair  ne varsa  yaşanmışlıklar  eski dönemlere   bıraktım  çoğu  zaman  vuslata  vurmuş  hüzünler gibiydi  yumruklar    yediğim  sessizliğim den kahpe  bir   kurşunun   zamansız  gelip  vurması gibiydi  sana dair  dizdiğim  özlemlerim    soyma  kapılarının   tozlu  basamaklarında  yıkadığım  umutlar  gibiydi  içim de  biriken   anlamız   cümleler     gibiydi  geçmişle  gelecek  arasında   sıkışıp  kalmış  mutluluklar  gibiydi   sana  dair  sıraladığım  tüm  satırlarım kör  gecenin  dar kalmış  sokaklarında  firar etmiş umutlarım   beyazlar   karaya  çalmış  toprak  kokan  anıların kimsesizliğin de notası eksik  şarkılarda  unutulmuş  sana  dair  dizdiğim  aşk  nağmeler im  zulmün  zulmüne  kaçmış  bir çığlık gibi  içimi  kaplayan  sensizlikler de düşlere  gebe kalmış yağmurlar inerdi gök mavisi denizlerinin  yokluğunda acıyı  acıyla  kanattık  adını unuttuğumuz  şehirlerinin  rüzgarlarına  saldık yüreğimde  biriktirdiğim  seni ...bir avuç göz yaşında yıkadık mutlulukları sevmek bunun  neresinde varlığını  varlığımla  sardığım  söyle  hadi  sevmek bunun  neresinde başı sonu  belli  olmayan  romanlar gibiydi ufuklara bıraktığım  faili meçhul  cinayetlerinin  hükmünü  kestiği  yoksun kalmış  kifayetsiz tümceler gibiydi belki  bir vazgeçiştir  kimliğini yitirmiş  bir ruh gibi belkide yol kenarına  fırlatılmış eski aşklardı  kim bilir  kim bile bilir ki bir hoşça kala  sığdırdığın  ayrılıkları  sevdiğim  eski bir şarkının   sözleri gibiydi... Ben seni unutmak için sevmedim Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim... diyordu.....






6 Eylül 2015 Pazar

acıyor işte hiç olmadığı kadar ....




Hiç olmadığı kadar acıyor acıyor da duyan olmuyor feryatları çığlıkları yanıyor kor kor ateşler susmuyor yürek yangınları susmuyor yer gök ağlıyor kan revan olmuş mutluluklar solmuş yüzler gözlerde bin bir acı sarıyor susun susun artık .....


Tüm Şehitlerimizin mekanları cennet olsun...

2 Eylül 2015 Çarşamba

Gitmektir bazen sevmek ....



"Sonra diline bir şarkı dolanır.
Akşamüstüne, şehre ve yalnızlığa dair.
Olsun dersin.
Sevdiklerin güldükten sonra, sen biraz ağlasan ne olur.
Gözyaşı bedava nasıl olsa…
"

Şinasi Tunalı..