27 Ağustos 2015 Perşembe

Kekre Günlerin Küsmesi

"Düşündükçe yılkı atları gibi ölsem diyorum. Mumyalasam kötülüğü!.. Sözümün bir değeri kalmaz yerin altında rüya görenler için. O yüzdendir ki; benimle en sadık gölgeler yaşar. Yüreğimi zehirler kibirli bir yüz. Ruhumun söylediğini durup yalanlar... Şu dalgın aydınlık. Bilmez ki; ben çok yerle bir olanı gördüm. Ya acının ağırlığı nedir? Ölümün rengini kim bilebilir?"


Döndü Açıkgöz
Şehir Kültür ve Edebiyat Dergisi
Sayı: 84 Mart/Nisan 2015....


23 Ağustos 2015 Pazar

karmaşa ....





Bir karmaşa   yaşan  yüreğimin  derinliklerine dalmış. Bir hüzün kıyısı  vurmuş  yalnızlığımın  içinde birikmiş yağmur birikintilerinde  sakladığım  yarım kalmış ömrüm  gibi ağlayan bir martının  kanadında  aslı  kalmış bir mutluluğun  sessizliğim  hangi  kalbe girsem bir hüsran savurur  benliğimi
bir ses ver yokluğun zamana  karışmış tozlu anılarında bir ses ver çığlıklarımın    arasında gizlenmiş sancılarıma
Kadavra hükmü almış ayrılıkların nabzını  yıkıntılara  karışmış  umutlarıma bir tümce sıralara yokluğumla  varlığımın içine  diz  satırları kaldırım  taşları gibi diz kifayetsiz kalmış tüm cümleleri
anlamını  yitirmiş ne varsa sana dair  bırak tozlu sayfalarım da .......

22 Ağustos 2015 Cumartesi

azize ve Zennube vede Osman ... :)

Efendim tüm dostlara  selamlar  sevgiler olsun  bu  yaz bir yerlere  giderim  dedim olmadı  kala kaldık  İstanbul da  :)   aslında  pek  güzel oluyor  İstanbul bu zamanlar  bir sakinlik  ve sessizlik  çöküyor  bu büyülü şehre  :) neyse hiç olmadı bir ada turu yaparız   bir hava alırız  artık denizin maviliğini izleyerek bir nebze olsa  rahatlarız artık bakalım   :) bizim Osman  efendiydi biliyorsunuz  malum bizim evin şişko su  o :) efendim  göbeği önden gittiği için  beyimizin :) takmış gene iki şarkıya    hemde ne şarkılar eski 90 sanlardan kalma  Atilla taş ayyy :)  artık içim  dışım azize ve Zennube olduuu  o nasıl söylemektir  o nasıl bir haykırıştır  o nasıl kendin den geçmedir görmeniz  gerek :) yakında  isyan edicem acaba  sesi kısılsa  mı ki daha iyi olurdu diyecem ama  sonra  valla  benim sesim kısılıyor  adamnın dokunmazlığı var arkadaş :)) nerdee Osman bu birde  güzel biliyor ki tüm şarkıcıları  sormayın bizim  evin assolisti paşam  kırmızı renkli flütüyle :)  o bizim mikrofonumuz  :))  onsuz  asla  sahneye çıkmaz :)))  biri şu Atilla taşa  söylesin  şu iki  şarkıyı  kaldırsın  youtube dan :))) azize    vee  Zennube   oyyyy   birde şu kulaklık davamız var sormayın şu yeni çıkan kulaklıkları biliyorsunuz uçlarında sünger var ben sünger diyorum :)) sen bir gün kaçır onu kulağının içine Allah  artık nasıl kulağının içine soktuysa şişko sen kal orada o küçük sünger tam ucunda yakaladık yoksa soluğu hastanede alacaktık :) valla  cımbız sayesinde çıkardık şimdi gözü korkmuş artık dikkat ediyor  göbekli :))  hee birde yeni bir tane daha ekledi o da  ham çökelek biri  benii yada osmanı durdursunnn :)))  efendim bizim şişkonun:) bu günlük  böyle macerası  merak etmeyin  bu maceranın  devamı  gelecekk :)  efendim  yüzünden tebessümler hiç eksik olması  ..



 sonun da bu teyze gibi  olmazsam iyidirr :))) 

18 Ağustos 2015 Salı

Susmak, ölümü anmaktı



Geldim ya, dumanlı bir su başından
Bulut hummasıydı
Umudu umutsuzluğu bir çizgide
Korkuyla seyiren bir çizgide
Ve susmak kırgınlıktı
Bu soğuk yalnızlıkta
Susmak, ölümü anmaktı


— Özel Arabul - Çizelge...






Söyle onlara 
Neden korkuyorsun 
Sen hangi yalanı 
Masal sanıp büyüyorsun......


15 Ağustos 2015 Cumartesi

Osman ve inadına aşk :)

Efendim  tüm dostlara  selamlar  sevgiler  olsun uzun zamandır   şöyle güzel  bir yazı yazayım dedim  bir nasip olmadı  evin  hem iç işleri  hemde dış işleri  bakanı   olunca  at gibi  koşturmak tan    hiç bir şeye fırsat bulamıyorum  şükür :)  efendim  bir babam geldi bir esti  sonra  fırtınasını  bırakıp  gitti  sağ olsun    benim anne  baba  ayrı uzun  bir aradan  sonra  geldi de kendisini  bizden çok kardeşim Osman'ı görmek istemiş  bizim şişko  babama  çok düşkündür de :)  gerçi  şu aralar  küsmüş  babama  haklı olarak  bir den çekip  gidince  baya  bir uğraştırdı bizi  neyse ki  şarkıları  ve bizim şişkonun   dizileri  varda  rahatız  :)  şu aralar  yeni başlayan  bir  dizi var inadına  aşk diye  bizim  Osman  bayılıyor  o diziye   dizide geçen küçük  bir  olay  vardı   size  o bölümün   videosunu ekliyeyim   izleyince sizi de  bir gülme alacak :) artık yedi  yirmi  dört söylüyor  adam  evde   sokakta  velhasıl hiç dilinden düşürmüyor  en son nasibini  alanda  otobüs şoförüydü :)  Osman dememe  kalamdan Osman  söyledi bile sen kimse gösterdin ciciklerini  Allan tan  anladı da otobüsün şoförü karşıma dedi çocuğa bırak söylesin :) güler misin ağlar mısın paşamın  birde havalı ki sormayın yani gözlükleri yakıyor   :)  adamın  son zamanlarda    dizilerde çalınan  şarkıları istiyor artık şarkı aramaktan  ve indirmekten bana bir şeyler oldu yemin  ederim youtube  beni  atacak artık az kaldı :) çok şarkı indirmekten  :))) bizim Osman efendinin  maceraları hiç bitmez  bir gün sahile indik Ortancı kardeşim ve bizim küçük baş belası neymiş paten aldık onu sürecekmiş :) gittik  Osman da var yanımızda onsuz hiç olur mu neyse bizim velet düşe kalka bindi patene eve dönüş yoluna koyulduk tam ışıklara geliyoruz karşıya geçicez 3 tane araba   otoparka girecek yan yoldan onlarda hızlı geliyor biraz Osman da  tam kaldırımda bende yanındayım düş ayılar hayvanlar diye bir bağırdı bizim şişko :)adamlar sen duy 3 araba  durdu önümüzde önce iri yapılı  biri indi sonra  birden 10 kişi oldular hepsi üstümüze doğru gelmesin mi geldiler ne olur kardeşim bir durum mu var diye önden biri geldi mi kardeşim hemen araya girdi bir şey yok kardeşim dedi   siz o kadar hızlı geçtiniz ki kardeşim korktu oda bağırdı size sonra durumu izah edince hepsi bir den özür dilediler kusura bakma abla bana da dedim önemli değil siz öyle birden gelince dedim oda korktu neyse ki gençler Osman dan özür dileyip yollarına  devam ettiler  velhasıl bizim şişko az daha  bize 3 araba adam dan dayak  yiyecektik neredeyse  gerçi bende  fena  adam dövmem yani döverim :)  bizim şişkonun sizlere havalı ve gözlüklü resmini paylaşırım   bir daha ki macerada :) efendim her günüz aydın güzel olsun ...hee az ye  acık ye cümlesini halen söylüyor unutmadı yani :)  yola devam son gaz ...:)


10 Ağustos 2015 Pazartesi

........ÖYLE



Her   gidişin  beni ben den aldı  soğuk duvarlara  çarpıp duran yüreğimin  çırpınışları  bir yel eser hüzün tutmuş  kelimelerim de her gidişin  beni  ben den etti  sandım ...sessiz  kaldım 

8 Ağustos 2015 Cumartesi

daha çok işte ....


Sus yokluğunun soğuk duvarların arasında sıkışmış bir sessizliğin içinde sus susmakla öfkenin arasında kalmışsan gene sus koyuna gizlenmiş bir meltemin rüzgarında sus sus dedim ya sus işte ..... Sessiz kaldım ....








6 Ağustos 2015 Perşembe

.....



Annem demişti acıyı acıya katma sonra katran bağlar demişti ...
sessiz kaldım.

2 Ağustos 2015 Pazar

biraz gülelim dimi :)

yurdum insanı işte  delilik bile  artık para  etmeye başladı  :D  :D  geçende bende adres tarif ettim  tüh  bir beşlik alırdım :) 

Eski saçmalıklarım ...




Bazen eskilere gitmek iyi   geliyor  insana  .....



  Yıldız ve gecenin ve can arkadaşının dostluğu



Bir yıldız aldım gökyüzünden ışığı sönmüş artık gecenin karanlığına ışık saçamıyor du

Solmuş tüm umutları artık yoktu verecek bir parça ışığı geceye haykırdı !!

_ geceye neden ama neden gitti beni bırakıp ışığım oysa beni dinli yen benle konuşan arkadaşım vardı göremeyeceğini onu konuşamayacağımı artık gece konuş konuş benle lütfen neden susuyorsun susma gece bir şey de gelecek ışığı geride o

Seni bırakmaz de susma susma ne olur gece konuşamaz oldu yıldızın haykırışlarına çığlıklarına cevap veremedi gece o kadar zordu ki bunu yıldıza nasıl

Söylerdi onun ışığının bir daha gelmeyeceğini ve öleceğini nasıl derdi gece yıldıza

Yıldız artık yorulmuştu haykırmaktan ağladı yaşlar bitti kurudu yavaş yavaş ölüyordu yıldız geceye tüm karanlığını savurdu artık anlamıştı her şeyin sonu olduğunu

Artık olmayacaktı gecenin karanlığında parlamayacaktı gece o çok sevdiği arkadaşını göremeyecekti konuşamayacaktı onla gece şaşırmıştı ne yapacağını artık yıldızı bir daha göremeyecek ona acı veriyordu yıldızın son bir isteği vardı geceden

Gece söyle yıldız son isteğini nedir diye sordu zorda olsa gecenin içi acıyordu

Son kez çok sevdiğim arkadaşımı onla dertlerimi hüznümü acılarımı sıkıntılarımı hayallerimi umutlarımızı paylaştığım canım arkadaşımı son kez göreyim gece ne olur bu isteğimi yerine getirdi ve yıldız o çok sevdiği arkadaşını tamam karşısındaydı şimdi yanındaydı yıldız son kez göreceği can arkadaşına tüm sevgisiyle tüm gücüyle ona sarıldı ve parladı o anda gecenin bir damla düştü gözünden oda çok seviyordu yıldızı ve yıldız can arkadaşının sessini duydu yıldız ne olur ne olur beni bırakıp gitme herkes gibi ne olur yıldız sen benim tek dostum arkadaşım canımsın yıldız gitme

Ne olur ben sensiz neylerim yıldız bu koca şehirde ne yaparım ben sensiz yıldız can arkadaşını hiç bırakmak istemiyordu ama yıldız artık tükenmişti ölüyordu artık can arkadaşından bir damla yaş geldi gözünden o anda tüm gökyüzü aydınlandı gecenin karanlığını aydınlık aldı yerini can arkadaşı yıldızı o kadar çok seviyordu ki onun bırakmak istemiyordu yıldız bir anda parladı tüm ışığı geri gelmişti tüm ihtişamıyla yeninden parladı gökyüzünde o artık ölmeyecekti yıldız can arkadaşının sevgisi o kadar büyüktü ki onun sevgisi yıldıza yeninden güç vermişti yıldız artık mutluydu o ne geceden ayrılacaktı nede o çok sevdiği can arkadaşından her gece gökyüzünde paralayacak can arkadaşıyla her gece konuşacak iki dost bir daha ayrılmayacak onlar artık mutlu gece yıldız can arkadaşı sevginin dostluğun arkadaşlığın nasıl olduğunu gösterdiler tüm gökyüzüne hayata bulutlara

Tüm dostlukların arkadaşlıkların sevginin böyle olması dileğiyle böyle dostluk arkadaşlık zor bulunur bu sefil hayata herkes mutlu olması dileğiyle

Serseri gelir geçer

Sessiz kaldım..
7 Aralık 2008  Tarihin den kalma  :)